Günümüzde insanların pek çoğu şehir yaşantısından bezmiş bir halde. Özelliklede büyük şehirlerde yaşayan ama şehir dışına kaçma fırsatını bir nebze yakalamış olanlar daha şanslılar. Ancak ne yazık ki binaların aralarında bir yerlerde sıkışıp kalmış olan insanlar toprağa dokunmak, çocuklu aileler çocuklarına tabiat sevgisini aşılamak, yeri olanlar azda olsa birşeyler yetiştirmek, temiz hava solumak derdindeler. Bu arayış genç nüfusun artışına paralel olarak hızla yükselmeye devam ediyor.
Yaşam kalitemizi maalesef ki yüksek bedeller ödediğimiz site sınırları içinde bile arttırmamız imkansız halde!!!! Yaşadığımız ı alanlarda çoğunlukla ‘ özel peysajlı’ bahçeler yapılmakta. Ancak bu peysajlı bahçeler maalesef ki genelde aynı türden konvasiyonel uygulamalar kullanılarak sözde güzel ve sağlıklı bahçeler ortaya çıkarılmaktadır!!
Peki bu ‘Zehirli peysaj’ bahçeciliği konsepti bizi nasıl etkiliyor dersiniz? Çevre güzelliği adına kimyasal İlaçların kimi zaman müsrifçe uygulandığında çıplak ayaklarımızla üzerlerine bastığımız çimlere, dallarından zevkle meyveler topladığımız ağaçlar , küçük bahçemizde yetiştirdiğimiz sebzeler ciddi anlamda tehlike oluşturabilmekte. Ya havaya karışan partikülleri soluma? Dahası iklim değişikliği …….
Birde şu ‘gerçek’ var hektarlarca alanda yapılmakta olan konvasiyonel tarımda kullanılan suni gübreler ve pestisit gerçeği. Sizce bir elma kurdu neden üzerinde hiç pürüz olmayan, pırıl pırıl kocaman üzerine ama ilaç atılmış bir elmayı yemez? Çünkü elma kurdu bu ilaçlı elmayı yediği zaman yok olacağını bilir. Artık alışveriş kriterlerimizi değiştirmenin zamanı geldi değil mi?
Gerçekten bahçelerimizi, bahçeciklerimizi ya da tarlalarımızı güzel ve üretken hale getirmek için ‘zehirli ilaçları’ kullanmamız şart mı?
Cevap basit: ‘Tabii ki ‘Hayır’!
Nasıl başarabiliriz? EĞİTİMLE!!!
Doğru uygulamalar için ne yapmak gerek ve nasıl yapmak gerek öğrenmek zorundayız.
Sonuç; BÜTÜN İHTİYACIMIZ OLAN ‘SAĞLIKLI BİR BAHÇE’!!!